Lillian Eva McCarthy

Adınız Soyadınız

Lillian Eva McCarthy

Soyunuz

Safkan

Kaçıncı Sınıf Olmak İstiyoR:

4

Cinsiyetiniz:

Kız - Cadı - Dişi

Fiziksel Özellikleriniz:

Düz ila dalgalı arasında gidip gelen kahverengi saçlara sahiptir Eva.Hemen hemen aynı kahverengilikte iri gözleri vardır.Yuvarlak bir yüz yapısına sahiptir.Yaşıtlarına göre normal boylu ve yapı olarakta incedir.

Dış görünüşünüz:



Kişisel Özellikleriniz: [En Az 10 cümle ]

Çılgınlıkla pek alakası olmasa da eğlenmeyi sever.Düşüncelidir,çoğu şeyi söylenmeden de anlayabilir.İnsanların gözüne baktığı zaman o anki durumunu ifadesinden sezebilir.Güçlü sezgileri vardır ve bazen bunu iyiye kullanmayı tercih etmez.İki savaş tarafı arasında kalmıştır.Bunun sebebi ailesindekilerin davranışlarıdır.Büyüye olan ilgisi normalin üstündedir.Bir gün en önemli büyüyü kendisinin icat edeceğini iddaa eder hep.

İnsanları düşünür ama kendisini daha fazla düşünür.Şimdilik kan ayrımcılığı gibi bir sorunu yoktur ama kafasının anlaşmadığı biriyle şiddetli geçimsizlikler yaşayabilir.Sevdiği insanlara da oldukça değer verir.Birini kendinden çok severse yapamayacağı şey yoktur.Dışına belli etmese de duygusaldır.Kesinlikle insanların ortasında ağlamaz ama yalnızken duygularını saklamaya uğraşmaz.

Geçmişiniz&Aileniz Hakkında

Hogwarts'a gelene kadar oldukça ikilemli bir hayat geçirmiştir.Ailesinin kesin bir savaş tarafı olmaması,onları her an bölünmeye ve savaşmaya hazır duruma getirmiştir.Ve tabii aile büyüklerinin asıl görevi çocukları kendi tarafına çekmektir.Bu yüzden Eva'nın kafası oldukça bulanmıştır.En son olarak ise dayısının o exprese binmeden önce kulağına fısıldadığı sözler aklını çelmiş ve ölümyiyenlik konusunda araştırmalara geçmiştir.Ama yine de fazlasıyla kararsızdır.

Örnek Rp:

Dersler yoğunlaşmış,her profesör nasıl olsa haftasonu diye dünyanın ödevini vermişlerdi diğerlerinin verdiği ödevleri düşünmeden...Ortak Salon'un masasında işte tam da bunları düşünen kız kulağının arkasına taktığı tüy kalemle İksir ödeviyle boğuşuyordu.Belki de bunları düşünmese yetiştirebilirdi ama onun için önemli miydi bu ? Tabi ki çabalayacaktı ama kendisi ortak salonda kitaplarla savaşırken alt sınıflar göl kenarının tadını çıkarmakla meşguldu.Camdan dışarı daldı gözü ve sonra yine önüne döndü ve başını çevirirken ona gülerek bakan bir çift ela gözle karşılaştı.

- Ah Melody.Sen miydin ben de başkası gelmiştir diye umuyordum.

dedi sahte bir iç çekişi atarak.Melody ise gözlerini irileştirmiş gayet safça

- Benden başka kimi bekleyebilirsin ki sevgili kardeşim

dedi.Tabii onun işi kolaydı.Bu sene girmesi gereken SBD'leri ve üstüne yüklenen profesörleri yoktu.O geçen sene bütün bu sınavları atlatmıştı.Melody konuşmak istiyor gibi görünüyordu ama Lil'in uğraşacak hali yoktu.Eliyle kitapları gösterdi ve bir daha ona bakmadan ödevine devam etti.Ablasını çok severdi ama uğraşması gereken işler vardı.Zaten arkasını döndüğünde ablasının binanın gözdesi Robbie ile bir sohbete girdiğini gördü.

Aynı anda bir sürü kişiyle flört etmek konusunda hiçbir zaman ablası gibi olamazdı.Ki zaten aklından öyle bir düşünce hiç geçmiyordu.Bu konuda onu çoğu kez eleştirmişti.Kitabı sanki ona sinirli sinirli bakıyordu şu an.Beni bu kadar düşünseydin her dersinden Olağanüstü alırdın der gibi...

Bir saat geçmişti aradan.Sonunda o koca ödev yığını bitmişti.Parşömenleri özenle çantasına yerleştirdi.İyi ki kütüphaneye gitmesini gerektirecek bir ödev istememişlerdi.Bir de o kütüphane sorumlusuyla uğraşmak istemiyordu.Saat üç olmalıydı.Kendini hemen Hogwarts'ın devasa bahçesine attı.Ne kadar ödev verirlerse versinler burasının havası hemen onu eski haline getiriyordu.Ve tam da o sırada büyük ağacın altında Matt'i görmüştü.Günü düzelmeye başlıyordu.Yanına giderek

- Selam Matt.

dedi.Bugün biraz değişik görmüştü onu.Sanki onun da Melody gibi söylemek istediği bir şeyi vardı.Ya da Lil garipleşmişti bugün.

- Selam,ermm nasılsın ?

- İyi sayılırım.Sen nasılsın ?

dedi hafif bir tebessümle.Gerçekten bugün garip görünüyordu Matt.Kendinde bir gariplik olmadığına mı sevinse Matt için mi telaşlansa bilemedi bir süre.

- Bende,bende.Ermm biliyorsun değil mi ? Sene sonunda balo yapılacak...Yani tabii ki biliyorsundur eminim.Demek istediğim biz..
biz beraber gidebilir miyiz ?

Lil önce sevinçten ne diyeceğini bilemedi.Serinkanlı olmaya çalışarak

- Tabii kiiii.Yanii neden olmasın...

O da bocalamıştı işte ama şu an bunu dert etmiyordu.Ödevlere rağmen hayatının en güzel gününü geçiriyordu....