Melaine Rachel S. Peace
Mesaj Sayısı : 34 Mücadele Tarafın : ~Ölüm Yiyen~ Rp Sevgilisi : Yok Asa : Kayınağacı ve Ejderha Yüreği Kan Durumu : Safkan Evcil Hayvanın: : Baykuş Kayıt tarihi : 03/05/08
Bilgiler Quidditch Mevkisi: Galleon:
| Konu: Melaine Rachel S. Peace Ptsi Ekim 20, 2008 4:52 pm | |
| Adınız Soyadınız: Melaine Rachel Sally Peace
Soyunuz: Safkan
Kaçıncı Sınıf Olmak İstiyoR: 5. sınıf
Cinsiyetiniz: Bayan
Fiziksel Özellikleriniz: 15 yaşında sarı saçlı, yeşil gözlüdür. Boyu 1.65’tir ve 50 kilodur.
Dış görünüşünüz:
Kişisel Özellikleriniz: Meliane çevresi tarafından takdir edilen, kıskanılan bir kızdır. Yalnız kalmayı sever. Sadece yalnız kaldığı zaman kafasını dinleyebiliyordur çünkü. Her ne kadar eşitliğe önem veriyormuş gibi görünse de inanmaz eşitliğe. Birileri birilerinden üstündür her zaman ona göre. Her şey kuralına uygun değildir. Güçlüler güçsüzleri ezmiştir bu güne kadar, kim bunu tersini iddia edebilir ki? Melaine burnu havada bir kızdır. Ama bu onda iğreti durmaz. Herkes bunu kabullenmiştir. Söylediği bir şey için hiç kimse onu suçlamaz. İnsanlar bazen korkutucu görünür gözüne. Kaçmak ister kimi zaman... Her şeyden uzaklaşmak... Hiçbir şeyin sorumluluğu olmaksızın kaçmak... Kolay kolay âşık olamaz, sevemez birilerini. Başkalarına bağlı olmak da istemez. Özgürlüğüne düşkündür. Asildir her zaman, kendisine yakışanı yapar. Kendisini kandırmaya çalışmaz. Başkalarına karşı olamasa da kendisine karşı açık sözlüdür. Çalışkan olduğu söylenemez. Ancak çok hırslıdır. İstediğini elde edinceye kadar, asla vazgeçmez. İntikam duygusu nereye giderse gitsin peşini bırakmaz. Kendisine yapılan bir kötülüğün karşılığını vermekten çekinmez.
Geçmişiniz: Melaine 25.12.1993’de Kaliforniya’da dünyaya gelmiştir. Çocukluğu ailesinin maddi durumundan dolayı oldukça rahat geçmiştir. Annesi genellikle evlerinde olmadığı için annesinden çok, ona 2. annelik yapan Samantha Teyzesiyle vakit geçirmiştir. Samantha, annesinden daha eğlenceli biriydi Meliane’e göre. Onunla çok iyi vakit geçiriyordu. Samantha ona hikayeler okuyordu ve bilmesi gereken her şeyi öğretiyordu. Ancak Melaine 10 yaşındayken teyzesi Samantha’nın bir ZAY’lı tarafından öldürülmesi, Melaine’i büyük bir yalnızlığa sürüklemiştir ve onun ZAY’lılara karşı içinde büyük bir nefret beslemesine neden olmuştur.
Aileniz Hakkında: Meliane’in ailesi Kaliforniya’nın en soylu ailelerindendir. Zengin bir yaşantıları vardır. Annesinin Diagon Yolunda gözsterişli bir kafeteryası vardır. Melaine burayı çok sever. Her ne kadar ev işlerine karşı bir ilgi duymasa da, bir kanepenin üzerine oturup oraya gelen müşterileri gizlice süzmek her zaman hoşuna gitmiştir. Kardeşi yoktur ve bu durumdan rahatsız değildir. Böylece ailenin el üstünde tutulan tek çocuğudur ve tek varisidir. Babasının ne iş yaptığını hiçbir zaman tam olarak öğrenememiştir. Aslında bunu pek de merak ettiği söylenemez. Meliane, ailesine bağlı bir çocuk olmayışından dolayı eğer bir gün ailesi olmadan yaşamak zorunda kalırsa bunun üstesinden kolaylıkla gelebileceğini düşünmektedir. Babasının ona olan ilgisi annesininki kadar yoğun değildir. Örnek Rp:
Ve yine aynı loş odadaydı... Neden hala buraya geliyordu, kendisi de bilmiyordu doğrusu. Bu, odaya yedinci gelişiydi. Buraya nereden geldiğini ya da nasıl geldiğini bilmiyordu, hatırlamıyordu. Ama buradaydı sonuç olarak. Önemli olan da buydu zaten...
Pencereden içeri süzüldü her zamanki gibi sessizce... Ve perdenin önündeki sütunun önünde durdu. Odaya tekrar göz gezdirdi, artık ezberlemişti her yerini. Hemen karşısında küçücük bir ayna vardı, aynadan kendi görüntüsüne baktı. Yorgun ve hüzünlü bir hali vardı. Uzun, sarı saçlarını her zamanki gibi özenle taramıştı. Üzerine beyaz bir elbise giymişti; zaten başka renk de giymezdi.
Köşede iki tane çekmece vardı, kahverengi ahşaptan yapılmıştı. Antika gibi duruyordu; yüz yıllıkmış gibi bir havası vardı. Birinci çekmecede bir tomar kâğıt ve bir tane kalem vardı. Kâğıtlarda şiirler yazılıydı, hepsine tarih atılmıştı ve başlık koyulmamıştı. İkinci çekmecedeyse kitaplar vardı. Onlar da oldukça eski görünüyordu; sayfaları yıpranmıştı ancak yazılar hala okunuyordu. Ama birkaç aydır kapakları bile açılmamıştı sanki... Çekmecenin yanında, bir elbise dolabı vardı. İçinde pek az kıyafet vardı; kahverengi bir pantolon ve iki gömlek. Duvarda yuvarlak bir saat vardı ama doğruluğu şüpheliydi. Ve bir çerçeve vardı... Soluk bir resim... Minik bir tebessümle aydınlanmış beyaz bir yüz... Muzırca parlayan mavi gözler... Çok açık kahverengi saçlar... Bir ressamın eseri olduğu bile düşünülebilirdi.
Ve son olarak, gözleri yatağa ilişti. Paslanmaya yüz tutmuş demirleri, beceriksizce beyaza boyanmıştı. Beyaz çarşaflar seriliydi, yanında küçük bir sehpa vardı; üzerinde hiçbir şey yoktu. Ağır adımlarla yatağın yanına yaklaştı. Soğuk demirlerin üzerine parmaklarını değdirdi. Ay ışığının aydınlattı solgun yüze baktı hüzünle... Yüz hatlarını beynine kazırcasına baktı, baktı, baktı... Kahverengi saçlarını okşamamak için zor tuttu kendisini yine. Elini demirin üzerinde çekip beyaz yüze doğru yaklaştırdı. Dokunmak istiyordu ama yapamazdı. Rahatsız etmek, uyandırmak istemiyordu... Biliyordu... Biliyordu, ölecekti. Dokunmaya kıyamadığı kişi ölecekti. Odada hiçbir ses yoktu. Açık pencereden de hiçbir ses gelmiyordu, rüzgâr bile susmuştu. Rüzgâr da biliyordu demek ki öleceğini... Nefes bile almadan, yüzünü seyrediyordu. Mimiklerindeki gizemi çözmeye çalışıyordu ama bunu asla başaramayacaktı.
Sessizliğin seremonisini dinledi umarsızca... Aslında sadece bir tek ses duyuluyordu. O da hasta yatağındakinin kalp atışlarıydı. O kadar yavaştı ki, sonsuzluk gibiydi... Saat bile durmuştu. Yalnızca kalbinin atışları duyuluyordu. Ve bir süre sonra o da susacaktı. Bu loş oda sonsuza kadar öksüz kalacaktı. Sessiz ve terk edilmiş...
Birden rüzgârın uğultusu pencereden içeri girdi ve gri perdeleri titretti. Saat çalışmaya başladı ve çıkardığı ses rüzgârın uğultusuna eşlik etti dansında... Ve kısa bir süre sonra rüzgâr odayı geldiği gibi terk etti, saat durdu. Şimdi oda yine sessizdi ama sanki biraz fazla sessiz... Eskisinden de sessiz...
Bütün vücudu ürperdi. Telaşla yataktaki masum yüze baktı tekrar. Duymaya çalıştı... “Ölme, lütfen ölme...”( İçinden defalarca tekrarladı bu sözleri.) Kalp atışlarını duymaya çalıştı ama- hayır! Elini onun kalbinin üzerine koydu. Atmıyordu. Kaskatı kesilmişti... Elini çekti ve maviliğini asla göremeyeceği gözlere baktı. Kulakları uğuldamaya başlamıştı. Gözünden iki damla gözyaşı süzüldü ve yataktaki cansız bedenin yanağına düştü... Buğulu gözlerle eğildi ve hala sıcak olan dudaklarına minik bir öpücük kondurdu yavaşça. Pencereye doğru yürüdü. Gitmek üzereyken geri döndü, yatağa doğru baktı ve hüzünle fısıldadı:
- Hoşçakal...
Son kez baktı beyaz yüzüne ve pencereden süzüldü. Ve Melaine bir daha asla o odaya geri dönmeyecekti... | |
|
Rachel Stéphanie Caroline
Mesaj Sayısı : 93 Yaş : 31 Mücadele Tarafın : Zümrüdüanka Yoldaşlığı** Rp Sevgilisi : William Dragoflame Özel Yetenek : *Veela* Asa : 21 Inch , Unicorn Özü, At Kılı Kan Durumu : Safkan Evcil Hayvanın: : Maymun*Yui Kayıt tarihi : 05/10/08
Bilgiler Quidditch Mevkisi: Galleon: 10000
| Konu: Geri: Melaine Rachel S. Peace Ptsi Ekim 20, 2008 5:53 pm | |
| Slytherin 5. sınıf Öğrencisi | |
|