Ad-Soyadı
-Ginevra Molly Wanessa Potter
Kişilik Özellikleri (Kısaca)
-Cesur, merkalı, sevimli, çalışkan, yardımsever, çok iyi kalpli(kendi arkadaşlarına), azarlayan, zengin, İnatçı.
Aile Yaşantısı Hakkında Kısa Bilgi
-Ailede en başarılı öğrencidir. Annesi ve babası tarafından çok sevilir. Ve dedikleri hep yapılır.
Örnek Rp
- Spoiler:
Brenda birden kalkmıştı ki yerde duruyordu. Kitabı da hemen yanında duruyordu. Annesi birden kapıyı açıp içeriye girmişti. Brenda annesini ilk defa bu kadar mutlu görüyordu. Acaba ne olmuştu? Çok merak etmişti. Annesi bir şey söylemeden kitabını yatağın üstüne fırlattı. Annesi onun ona bakmasını bekliyordu. Sonunda Brenda annesine bakmıştı.
"Brenda hadi yatağını topla, kitabını yerine koy, üstünü giyin ve yemeğe gel."
Brenda ilk başta kitabını ilk gördüğü dolaba öylesine koyuverdi. Yatağını düzeltti. Dolabı açtı ve düşünmeye başladı. Bir sürü kıyafet bulunuyordu. Ama o kadar da zengin değillerdi.
“Acaba bugün ne giysem?”
Diye bakındı dolaba. Bir yere gitmeyi düşünmüyordu. Rahat şeyler giyinmeyi tercih etti. Her zaman giyindiği kot şortu ve mavi ince tişörtünü giymişti. Ondan sonrada dişlerini fırçalayıp, yüzünü yıkayıp alt kata doğru merdivenlerden indi.
Babası koltuğunda oturmuş gazetesini okumaya devam ediyordu. Annesi ise hala masayı düzeltmekle meşguldü. Brenda yavaşça koltuğa oturdu. Annesi çok güzel giyinmişti. Acaba bir yere mi gidecektiler. Aslında annesi her zaman güzel görünmek isterdi. Ama babası da en yeni parfümünü sıkmıştı. Dayanamadı ve annesine dönerek.
“Bugün bir yere mi gidiyoruz anne? Ne oldu neden bu kadar süslenmiş ve parfüm sıktınız?”
Annesi dalmıştı. Babası da öyleydi. Ama Brenda koskocaman bir alkış patlattı ve herkes dikkatini Brenda’ya verdi. Brenda az önce dediğini tekrarladı. Annesi biraz fısıldamış ve ondan sonra konuşmaya başlamıştı.
“Mektubu görmedin mi? Hogwart’a kabul edilmişsin. Ailemizin en iyi büyücüsü olacaksın eminim. Ama bir sorun var ki bize mektup biraz sonradan geldi. Ve bugün trenin kalktığı yazıyor mektupta. Valizlerini hazırladım. Git üstüne daha güzel şeyler giyin ve alacağın kitapları falan bir poşete koysan iyi olur. Kahvaltımızı yapıp hemen yola çıkacağız.”
Brenda odasına çıkmadan önce annesine dönerek.
“Anne ben başvurmadım sizde başvurmadıysanız neden mektup geldi? Ve niye sonradan geldi?”
Annesi dayanamadı ve bir of çekti.
“Sen bunları boşver. Sen giyinmene bak. Bunları sonra öğrenirsin müdireden. Hemen üstte çık geldiğinde seninle baban bir şey konuşmak istiyor.”
Brenda meraklı adımlarla odasına koştu. O kadar heyecanlıydı ki. Üstünü hemen giyindi. Eşyalarını toparladı. Hala çok meraklıydı. Aşağıya bir koşu indi. Ve masaya oturdu. Babası da küçük adımlarla masaya doğru yürüdü ve oturdu.
“Bak Brenda ailemizde fazla iyi büyücüler yoktur. En iyisi bendim ve Gryffindor’ luydum. Çok başarılı bir öğrenciydim. Ama sonradan birden bozulmuştu. Karanlık… Veya bilmesen daha iyi o beni vazgeçirmişti. Ve o okula bir daha adımımı atamamıştım. Bana çok büyük bir büyü yapmıştı. O trene bile binemiyorum. Onun için ben duvardan geçmeyeceğim. Sen müdire tarafından sevilmeye bak ve çalışkan ol. Gerisi gelir merak etme.”
Dedi. Ve göz kırptı. Brenda bu lafların hepsini babası söylerken hiç gözü kıpırdamamıştı. Babasının Hogwarts’ ta okuduğunu bile bilmiyordu. Babası ve annesiyle dışarıya çıktı ve arabaya bindi. Valizleri çok ağırdı.
Giderken kendisini çok değişik hissediyordu. Sonunda peronların olduğu yere gelmişlerdi. Ama binecekleri peronu bulamamıştı Brenda. Tam o sırada annesi Victoria güldü. Ve Brenda’ ya baktı.
“Merak etme duvardan geçeceğiz. Şimdi sakin ol ve al arabanı. Ondan sonra sakince ve hızlıca duvardan geç. Sana güveniyorum Brenda.”
Brenda çok tedirgindi yapabileceğini sanmıyordu. Hızlıca duvardan geçmeye çalışmıştı. Ama başaramamıştı. Kafasını vurmuştu. Tekrar denedi bu sefer korkusunu birazcık da olsa yenmişti. Duvardan geçmişti. Çok heyecanlıydı. Annesi de arkasından gelmişti.
“Yapabileceğini biliyordum.”
Demişti. Ve Brenda’ ya gülümsemişti. Brenda da ona. Brenda yavaşça trene bindi. En öndeki en boş yere geçti. Trende yolculuk yapmak çok hoşuna gitmişti. Ama sonunda gelmişlerdi. Üniformasını giymişti. Sonunda tren durmuş ve sonunda Hogwarts’a gelmişti. Çok büyüleyici bir yerdi. Etrafına dikatlice ve meraklı gözlerle bakınıyordu. Bazı 3. sınıflar ve profesörler içeriye sokmaya çalışıyorlardı. Büyük Salon denilen bir yere gitmiştik. Çok güzel yiyecekler vardı ama sandalyeler boştu. Sıra sıra adlar söyleniliyor. Ve binaya seçiliyorlardı…
Sorular;
Öğrenmeyi/yapmayı en çok sevdiğiniz/istediğiniz büyü nedir? Nedeniyle birlikte yazınız.
-Expecto Patronum
Çünkü her zaman zor durumda kalıyor.
En sevdiğiniz arkadaşınız kendi suçunu inkar ederek, başka bir öğrencinin üzerine atıyor ve sizi de tanık olarak gösteriyor. Suçun en yakın arkadaşınıza ait oldugunu biliyorsunuz; fakat arkadaşınızı yüz üstü bırakmak istemiyosunuz. Diğer yandan ise, iftiraya uğrayan öğrenci size derslerde yardımcı oluyor. Ne yapardınız, neden?
-Sevdiğim arkadaşımı korurum. Nede olsa diğerini tanımıyorum çünkü.
En yakın arkadaşınızla ıssız bir adaya düştünüz ve yanınızda sadece tek bir kişiye yetecek kadar su var. Ne yapardınız, neden?
-Bölüşürdüm. Ama gizli gizli çoğunu kendime alırdım.
Derstesiniz. Bir şekilde hocayla fikirleriniz zıt düştü ve münakaşaya doğru ilerleyen bir tartışma ortamı doğdu ve normalde siz haklısınız. Kendinizi ve fikrinizi savunmaya devam mı edersiniz yoksa bir yerde durmanız gerektiğini düşünüp susar mısınız? Neden?
-Savunurum. İnatçıyım çünkü.
Bir büyücü olarak yapmayı en çok sevdiğiniz aktivite?
-Süpürge ile uçmak.